Faiz artırımları yatırımları vurdu: Yüzde 66 reel düşüş

Sanayi ve Teknoloji Bakan­lığı’nın açıkladığı ve en son veri olarak ocak-mayıs döne­mi gerçekleşmelerini yansı­tan istatistiklerine göre, bu dönemde teşvikli yatırımlar cephesinde ciddi bir kan kay­bı yaşandı. Çeşitli sektörler­den yatırımcı kuruluşların ülke genelinde gerçekleştire­cekleri yatırımları için Teşvik Uygulama ve Yabancı Serma­ye Genel Müdürlüğü tarafın­dan düzenlenen teşvik belge­lerinin geçen yıl ilk beş ayda 6 bin 869 olan sayısı, bu yıl ay­nı dönemde 4 bin 863’te kaldı.

Kapsamındaki yatırımların Gümrük Vergisi muafiyeti, KDV istisnası, vergi indirimi, faiz ve sigorta prim destekle­ri gibi teşviklerden yararlan­dırıldığı söz konusu teşvik belgelerinin toplam sayısın­da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29,2 oranında bir azalış yaşandı.

HACİMDE YÜZDE 66 REEL DARALMA

Dünya’dan Naki Bakır’ın haberine göre, beş ayda alınan belgeler kapsamında gerçekleştirile­cek yatırımların hacmindeki daralma ise yatırım sayısın­dakinden daha yüksek ger­çekleşti. Bu durum ortalama yatırım tutarındaki düşüşten kaynaklandı. Geçen yıla oran­la hem daha az sayıda yatırım için teşvik belgesi alındı hem de daha düşük bütçeli yatı­rımlara gidildi.

Belgelerin kapsadığı top­lam sabit yatırım tutarı, ge­çen yılın aynı dönemine göre cari olarak yüzde 42,6 düşüş­le 375,2 milyar liraya geriledi. Geçen yıl aynı dönemde 653,5 milyar liralık yatırım için teş­vik belgesi alınmıştı. Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE) bu yıl ve geçen yılın ilk beş aylık dönemleri ortalamalarına gö­re yüzde 69 civarında gerçek­leşen yıllık enflasyonla indir­gendiğinde yatırım tutarın­daki “reel” azalışın yüzde 66 düzeyinde olduğu görüldü.

2023’ün ilk beş ayında 95,1milyar lira olan belge ba­şına ortalama yatırım tutarı, bu yıl aynı dönemde 77,1 mil­yar liraya düştü.

EN SERT DÜŞÜŞ HİZMETLERDE

Ocak-mayıs döneminde hem alınan teşvik belgesi hem de sabit yatırım tutarı bazında sektörlerde tüm ana sektör­lerde sert düşüşler yaşandı.

Anılan dönemde 3 bin 131 imalat, 883 enerji, 607 hiz­metler, 155 tarım, 87 madenci­lik yatırımı için teşvik belgesi alındı. Düzenlenen teşvik bel­gesi sayısı geçen yıla göre ener­jide yüzde 48,2, imalatta yüzde 24,4, madencilikte yüzde 22,3 tarımda yüzde 17,6, hizmetler­de yüzde 15,8 daha az oldu.

Belgeye bağlanan yatırım tutarında ise geçen yılın aynı dönemine göre en sert düşüş cari olarak yüzde 60,8’le hiz­metler sektöründe yaşandı. Bu sektörde geçen yıl ilk beş ayda 174,7 milyar lira olan ya­tırım tutarı bu yıl aynı dönem­de 68,5 milyar lirada kaldı.

Yatırım hacmindeki düşüş­te hizmetleri yüzde 46 ile ma­dencilik sektörü izledi. Çok sayıdaki alt sektörü ile en faz­la istihdam yaratan, milli ge­lire katkısı ile en stratejik ana sektör olan ve en büyük yatı­rımların gerçekleştiği imalat sanayiinde ilk beş ayda alınan teşvik belgeleri kapsamındaki sabit yatırım tutarı da yüzde 39 düşüşle 345,6 milyar liradan 210,7 milyar liraya geriledi.

Son yıllarda adeta yatırım patlaması yaşanan enerji, bel­ge sayısının en fazla azaldığı sektör olurken, öngörülen sa­bit yatırım tutarı da 80,2 milyar lira ile geçen yılın eş dönemin­dekinin yüzde 27,2 altında ger­çekleşti. Buna göre büyük büt­çeli teknoloji-yoğun yatırım­ların gerçekleştiği bu sektöre yönelik yatırımlarda özellikle 2023’te yaşanan baş döndürü­cü artış, bu yıl yerini azalışa bı­raktı. Geçen yılın ilk beş ayında büyük bölümü “yenilenebilir” enerji alanında olmak üzere bu sektöre yönelik yatırım tutarı önceki yılın aynı dönemine gö­re yüzde 319’luk rekor artışla 110,3 milyar lira olmuştu.

İlk beş ayda tarım sektörüne yönelik düzenlenen teşvik bel­gelerindeki sabit yatırım tutarı da yaklaşık 7,9 milyar lira ola­rak önceki yılın eş döneminde­kinin yüzde 8,5 altında kaldı.

“KOMPLE YENİ YATIRIM”IN PAYI DÜŞTÜ

Ocak-mayıs döneminde dü­zenlenen teşvik belgelerinin 3 bin 4 adedini komple yeni ya­tırım niteliğindeki projeler, 1.457 adedini tevsi, 402 ade­dini de de diğer niteliklerdeki yatırımlar oluşturuyor. Teş­vik belgelerinde öngörülen toplam sabit yatırım tutarının da 240,7 milyar TL ile komple yeni yatırımlardan, 98,9 mil­yar TL’si tevsi ve 35,5 milyar TL’si de diğer yatırımlardan oluşuyor. Geçen yılın aynı dö­neminde göre sabit yatırım tutarı komple yeni yatırımlar­da yüzde 47,8, tevsi yatırım­larında yüzde 34,6, moder­nizasyon, entegrasyon, ürün çeşitlendirme gibi diğer yatı­rımlarda yüzde 13,2 azaldı.

Komple yeni yatırımların geçen yıl ilk beş ayda yüzde 70,6 olan payı bu yıl aynı dö­nemde yüzde 64,2’ye düşer­ken, tevsi yatırımlarının pa­yı yüzde 23,1’den yüzde 26,4’e, diğer yatırımların payı da yüz­de 6,3’ten yüzde 9,5’e çıktı.

AĞUSTOSTA FAİZ İNDİRİMİ GELİR Mİ?

Yeni ekonomi yönetiminin bir yıl önce uygulamaya koyduğu parasal sıkılaştırma esaslı ekonomik programın enflasyonu üç yılda tek haneye düşürme ve cari açığı küçültme şeklinde başlıca iki temel hedefi bulunuyordu. Bu kapsamda yüzde 8,5 olan Merkez Bankası politika faizi her ay kademeli artışlarla martta yüzde 50’ye kadar yükseltildi. Ancak Banka, en son mart ayında bu düzeye çıkarılan politika faizini dört aydır sabit tutuyor.

Program döneminde cari işlemler açığında hızla küçülme ile öngörülenden de çabuk iyileşme kaydedilirken, enflasyonda ise benzer bir süreç henüz yaşanmadı. Programın uygulama döneminde yükselişini sürdürerek yüzde 75,5’e kadar çıkan yıllık enflasyon, on bir ay sonra haziran ayında baz etkisiyle ilk kez düştü. Temmuz başında açıklanan haziran yıllık enflasyonu küçük bir gerileme ile yüzde 71,6’ya indi.

Aylık oranların çok yüksek çıktığı geçen yılın temmuz, ağustos ve eylül aylarının baz etkisiyle izleyen üç ayda da enflasyonda sert düşüşler bekleniyor. Bu gelişme ve politika faizinin dört aydır sabit tutulması, ağustos-eylül gibi faiz indirimi beklentisine yol açtı. Ancak ekonomi çevrelerinde bir kesim, faiz indirimi için henüz vaktin erken olduğu görüşünde.

FAİZ YUKARI YATIRIM AŞAĞI

Ekonomide enflasyon ve cari açığın hızla arttığı, ulusal paranın değerinde kayıplar yaşandığı dönemlerde Merkez Bankası buna sıkı para politikası uygulayarak müdahale ediyor. Sıkı para politikasının ilk başvurduğu araç ise faiz. Faizin enflasyonun üzerinde bir düzeye çıkarılması ilk adımı oluşturuyor. Bunun yanı sıra Merkez Bankası, bankalara zorunlu karşılık, aktif rasyosu, alım-satım komisyonu ve swap gibi ek araçlar kullanarak bu politikayı sürdürüyor.

Sıkı para politikası kapsamında bu tedbirlerin uygulanmasının olumsuz sonucu ise ekonomik büyüme hızının düşmesi ve yurt içi yatırımları azalması. Son bir yılda uygulanan bu tedbirlerin sanayi üretimi, iç talep ve yatırımları frenleyici etkisi, bu yöndeki ekonomi teorilerini doğruluyor. Ancak planlanan sürede enflasyon başta göstergelerde hedeflenen iyileşmenin sağlanmasıyla yeniden yatırımları canlandırma ve büyüme hedefli politikaya geçilmesi gerekiyor.

patronlardunyasi.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir